DAĞ ÇİÇEĞİ
Sen!
Dağ rüzgârlarına alışık olduğundan mıdır? Yaylaların sıcak topraklarında can bulup Dağların karlarında yaşarsın Dağ çiçeği Ben seni tanımadan Gurbet nedir bilmeden, Hiç hasretlik çekmeden Hele böyle deli divane âşık olmadan Sevmek kolaydır diyordum Sev sevebildiğince Canının çektiğini sev Yüreğin sevdiğini sev! Oysa cehennem de yanmakmış sevmek Çölde dudak çatlaması, Hasretten sabır patlamasıymış sevmek Bilmiyordum Yine de dayanıyorum işte Resmine dalıyor gözlerim akşamları Düşlerimde hayalin Kalaklarımda sesin “Ey sevgili nerdesin?” Diye seslenen Şiirler dökülüyor dudaklarımdan İçinde ben olan, İçinde sen olan Hasret kokan şiirler Bir yangıymış senle aşkı yaşamak dağ çiçeği Her hecede ben yanarım Her satırda sen yanarsın Yaşamakmış seni yaşamak Her anda seni yaşamak Her yerde seni yaşamak Seni özlemek, Seni sevmek Gönlüme mabet ruhuma ibadetmiş Anlıyor musun? Bana baharı müjdele dağ çiçeği Nisan yağmurlarıyla ıslanan güzelliğin Gözlerime vursun yakamozlardan En karanlık gecem de ay ışığım ol, gözlerime dol Benim için selam ver güneşe dağ çiçeği Benim için nefeslen Firari bulutlara seslen Kırkikindilerde ıslan Anlıyor musun? Ben aşk rüzgârlarına kapıldım dağ çiçeği Gönlüm pasaportsuz düştü gönlüne Sınır dışı etme ne olur Kırık direk, yırtık yelken Engin denizlerden rotasız gelen Bir Karadeniz takasıyım ben Dalga dalga vurdum kayalara kendimi Çarpa çarpa paramparça yüreğim İnan be dağ çiçeğim Ben sensiz biçareyim Seni hep seveceğim Anlıyor musun? Ben susarsam sen içmelisin Ben susarsam sen konuşmalısın Ben ağlarsam sen gülmeli Sen ağlarsan ben ölmeliyim Seni özlüyorum dağ çiçeği Sensiz ben ben değilim Biliyor musun? Ya ben sana gelmeliyim Ya sen bana gelmelisin Anlıyor musun? 01.10.2012/Samsun İbrahim COŞAR |