TEFEKKÜRGüneş bu kadar mı yakışır göğe Ve yağmur hakeza yeryüzüne Yıldızlar simli nakış gibi serpilmişler geceye İbret i Alem der hamd ederim Milyarlarca mucizeye Düşünüpte şöyle dalınca âtiye Hayretler içinde kalıveriyorum Kimi doru atını, eşini, dostunu gardaşını Kimi ise evini barkını, saray gibi yatını Boşunadır tüm ayak diremeler, sallanır eller Bir top bezdir götürdüğü, isyandadır diller Almıyor hafsalam dönüyorum şaşkına Tefekkür ediyorum, soruyorum size de Allah aşkına Değirmen misali, bir doluyor bir boşalıyor ya şu alem Aklım ermiyor işte, diyorum ki Allahu Alem Bunca insan doğarken, bir o kadarı ise ölüveriyor Sanki bir bardaktan diğerine doluveriyor Nereye gidiyor bunca insan diye, sorgularken kendimi Adeta pusulası şaşıyor, yıkasım geliyor akıl bendimi Ulu bir ağaçsa diyorum, dünya misal olarak Bizler ise her gün dökülen yaprak Nasıl bir bağırdır ki düşünün şu kara toprak Ana kucağı gibi uyututur bizi, asırlarca bağrında saklayarak Uyunur mu uyunmaz elbet, ama tüm bunları hak ettik Bile bile bu ömrü Allahım, nasıl da beyhude tükettik Utanmadan geldik dergahına, yüzsüz yüzümüze gererek perde İstersen kuş tüyü döşek olur, ol de oluversin Yarab, nasıl uyunur kara yerde Geldik huzuruna,hiç düşünmeden günahlarımıza günah katarak Naıl yatarız demedik, yılan çıyan aynı yerde tenimize taşlar batarak Gaffar’sın Rahim’sin affet bizi, bırakma bizleri kara yerde Yarabbi sen Mukdedirsin, Kadir’sin derman olursun en onulmaz derde Affet Yarab nedamet ile, umut ile açtık sana ellerimizi Sen bağışla, ettik sana emanet, ruhlarımız ile bedenlerimizi |