güz şarkısı
kül yüzüne ne yağmurlar yakıştırdığım
melâl bulduğum, lâl olduğum, helâl solduğum içimin yangınlarını tutuşturan zümrüdüanka ey fay hatları kalbimin zincirlerinden boşanmış bir lodosun uğultusunda buluşalım seninle isyankârlık alfâbesine hüzünkeş harfler ekleyelim tekinsiz bir sultanahmet ikindisinde allah’tan alacaklı insanlarla dertleşelim astığı astık, kestiği kestik adamlarla dövüşe-sövüşe kekeme bir zamanın koynunda semirirken güz atlar ve bulutlar ve çocuklar, köçekler kötücüllükleri iterken yaşamaklardan bir bir deniz eskisi çırpınışlar üşüşür senin kalbine burukluklarla bezenmiş mahzurlu güzellikler bak, ben senin kalbine milimi milimine ergittiğim bu şiiri devrediyorum orostopolluklar oradayken hazır ve nâzır ve hiç kimsenin gözyaşı kimseninkine değmezken susma öyleyse, susmanın sırası değil |
Zaten birbirine değse aşk olur
GÜNAYDIN