VASİ...Suskunun nezaretinde, derin çok derin Bir tevazu Saklı ruhun coşkusuna tanıklık eden M/eziyet sona denk düşen gün Asra denk düşen hüzün Aşkı ören ömürde saklı hüküm Ölümcül güdüsünde yalnızlığın İhbar etmek coşkuyla Konmaya dair o son nokta Elbet nezdinde Hakkın Kabul gördüğü takdirde. Yılgı ve yergi elbet devasa bir yenilgi Üstelik kadere hürmeten Aşk şiddetinde bir deprem ki Mukozası evrenin aslında İçinize sarkan ipe tırmanan şiirin nazar boncuğu iken Ölümün gizinde vuku bulan kaygı ve özlem Latif bir ömre delalet ön sözünde Sırnaşık kelamın bağdaş kurduğu dizlerinde Kaykıldığınız kadar Kandığınız dünya ki mecburiyeti sevgiden yana Vuku bulan hazan bahçesinden öte. Yalnızlığın coşkusu Coşkunun da sönen ateşi Ayaklarınıza değil yüreğinize batan Ölü canların izi Elbet titrek sesi kuşların Lakin hüzünde saklı geçişi pervasız yüreğin Hatmeden Bazen alt eden Güme giden yarım dalya zaman Kehanetler zincirinde vuku bulan. Haşmetli gölgeler değil de göze görünen Örtündüğünüz her acı, hasret Çarelerin tükendiğine delalet Ne çok ön görü Ayak izi inancın Sizden arda kalan son hece Elbet aşk makamında Gülmeye hasret bir yüzün vasisi iken Kalem… |