ÖzledimBu gün yine günlerden özlem! Yürek kapımda oturdu Hasret... Boynumun borcu seni sevmek, Pencereyi açtım şöyle bir baktım, Hani ev sahibimiz Her sabah aşkımız için bir demet gül bırakırdı... Aşkınız için çocuklar derdi. Herkes imrenirdi, kadınlar kıskanırdı beni sevmelerini. Biliyor musun? Her sabah olduğu gibi açtım müziği son ses... Yıkandım, rujumu sürdüm, müjganlarıma rimeli kondurdum, parfüm sıkmayı unutmadım... Gözlerini açtığında beni eksiksiz gör diye. Seversin deli Hallerimi, bitmeyen enerjimi, Omuzlarında dolanan çocuksu hallerimi... Kahvaltıyı Hazırladım tam istediğin gibi, Bir koşu köşede ki çiçekçiden kırmızı karanfilleri alıp vazoya yerleştirdim... Çay demleninceye kadar iki kahve pişirdim, günün ilk kahvesini elimden iç diye... Kapıya kadar uğurlayacak, boynuna sarılacak öpecektim en derin en unutulmaz şekilde! Sen de akşam Heyecanla yine bana gelecek sevdiğimi sevildiğini bilerek. Sonra! Sonra mı? Gözyaşımı ekmeğime katık yapmış yalnız buluyorum kendimi... Masada çay soğumuş, Kahve de acımtrak, Gittiğin günden beri kekremsi bir tat var dilimde geçmeyen... Yıllar geçse de, zaman ilaç deseler de ilaç olmuyor be gülüm, yaram derin! Çok derin Her gülüşümde dudağımın kenarında bir boş gülüşlük var olur. Her gözyaşım sanadır gam/ zelerimde birikir... Yaşıyorum, gün güzel geçse de gecenin sensizliğini, Yokluğunu, iliklerime kadar Hissettiriyor yüzüme koca bir yalan dünyayı çarpıyor... Sana eskisi gibi kızmıyorum! Biliyorum, anlıyorum, Öğrendim gittiğin yolun tek gidiş bileti olduğunu! Bileti kendinin kesmediğini! Sensiz bensiz yaşayamazdın, Ben sensiz nasıl yaşadım bunca sene... Özledim! Sevgini, şefkâtini, Merhametini, sadakâtini özledim! |