GÜNEŞİ TÜRK KABUL ET
GÜNEŞİ TÜRK KABUL ET!
Yusuf Yılmaz Dünya yanıyor. Kan, gözyaşı, acı, can pazarı... Kurtaracak biri yoksa eğer, Güneşi Türk kabul et. Farkına varmadan bile ağlıya biliyorsan, Garipliğini belli etmiyorsan, Yüreğin de teselli bulamıyorsan eğer, Güneşi Türk kabul et. Prıl prıl düşünürken, birden, Bir virüs çarpsa dudaklarına, İnerse çiğerinin en müstesna yerine eğer, Güneşi Türk kabul et. Korktuğum başıma geldi diyorsan, Ölülerin odasından, Bir taş yuvarlanıp çarparsa başına eğer, Güneşi Türk kabul et. Bir kurt girerse, Zeytin ağacının gövdesine, Kemiremez deme, kemirirse eğer, Güneşi Türk kabul et. Ağaç yanar, orman yanar, ev yanar. Yürek yanar, ciğer yanar. Su yanarsa eğer, Güneşi Türk kabul et. Ayrılık zor geliyorsa bu dünyadan, Gözlerin görmüyor, aklın şaşıyorsa, Sudan çıkmış balıksan eğer, Güneşi Türk kabul et. Çölde susadın, Gökten yağmur yerine, Dolu yağıyorsa eğer, Güneşi Türk kabul et. Vatanını kaybetmiş, Sevdası ararken, Mecnun gibi yollara düşmüş isen eğer, Güneşi Türk kabul et. Yanmış, yakılmış, kül olmuş bir ülke, Arasından bir filizçik canlanıp büyürse, O filize bir şehidin ruhu değmezse eğer, Güneşi Türk kabul et. |