Belki Bir Gün Seversin
Belki bir gün özlersin inancıyla
sesime kilit vurup uzaklara göç ettiriyorum ruhumu, Kalabalık yalnızlıklardan kurtulup aşkın sevgi kokan limanlarına sığınıyorum, İçimi kemiren yokluğunun ıstıraplarına maziden setler çekip, Toprağa umut tomurcuklarını ekiyorum, Hançer yaralarıyla dolu geçerken harabe sokaklardan, İsmim zikrenecek belleğini alt üst eden bir şok misali, Ve dudaklarından sararıp solan yitik bir hikâyenin son mısraları mırıldanacak "Özledim, dön gel artık"diye... Belki bir gün seversin; Kılıfına uyduramadığım eskimiş kimliğimle, Çaresizliğine güzün ihanetlerini bırakıyorum ruhumun boşluklarından, Heba edilen ömrün son sancılarını yaşarken, Hayat, gözyaşlarına aldırmadan tokadını yapıştıracak nefretle pörsülenmiş biçare yüzüne, Duyguların arsızlaşıp demini alırken matemin koynunda, Kırık kalemimden feryatlar yükselecek karanlığına gömülen gökyüzünde, Ve seni anlatmaya sözcükler kifayetsiz kalacak tozlanan rafların mesken eden şiirlerde, Bir Şair avazının çıktığı kadar haykıracak gönül yarasını delen gamlı dağlarda, İçin içine sığmayacak kadar benliğini tutsak edeceksin özlemin biriktiği virane yüreklerde, İsyan bayrakları dalgalanacak uçurumların hükmettiği gururun enkazından, Ay güneşi kıskanıp merhemini sürecek teninin özlerine, Ve kuruyan dudakların yağmur damlacıklarıyla huzurunu alıp başka diyarlara göç edecek rüzgarla, İsmin bir katil gibi girecek tarihe karışan masum sevdalarda, Aşkının esareti hüzün olup yalnızlığın limanlarına sığınacak bir daha hatırlanmamak (kopmamak, dönmemek,) adına.... |