Yoktur Grameri Tarihin
anlamıyor musun
bu gelişler başka gecelere ait tuhaf bir ışık bu yıldızlar unutulmaya bırakılmış onlar bu sular ömür boyu akan sular ..... kesin bir kopuş mu bu yoksa ağırlığı bile hissedilmeyen ağıtlar acelen ne nereye tutsaksın işte tutsak olmanın bilinciyle yaşıyor ve yaşadıkça beyninde her an büyüyen ur dayanılmaz boyutlarda hayvanlar getiriyor sana tarihin derinliklerinden ...... kurtuluşun gecikebilir belki de yok böyle bir şey baksana özgürlüğünü alan gitmiş geçip gitmiş kanlı duvarlarından cehennemin sen hala,biz hala umut bekleriz kızıla çalan mavisinde gecenin ...... yıllar geçer ve unutulmaya bırakılmıştır sonsuz tren yolculuklarında kalan anılar bir zaman sonra ey zaman denilir biz unuttuğumuz gramerimize mahkümuz nereden gelirse gelsin ayrılık rüzgarları biz yine geçeriz çaresiz kendimizden belki kendi yüksekliğine tutsak bir dağ oluruz belki kendi balıklarını dışlayan bir nehir... |