Gina
gina’ya
yazmıyorum.. fakat yazmalı anlatmalı bir mektup hiç olmazsa diyordu. rafael başucu bir iki kitap birkaç çamaşır naftalin kokan eski günlerin hatrına barda görmüştüm ilk iri gözlüydü gina music box’ta ajda yakıp geçmemişti daha gözün aydın diyordu o yıllar gaz verir gibi ruhuma alın çizglerimi saymadan sonra yakınlaştık biraz biraz daha sonra kaç kez yalnız kaldık ama söyleyemedim kaçırdım gözü kalçadan stoklayıp arzuyu utanç bloklarına bir süre sonra evlendi yakışıklı adamdı düğünde çok içtim vurdum kendimi katedrâl duvarlarına gamı oltayla çekiyordu içimde notalar acı omzumda bir dost eli torax’ta o maküs sancı o sabah geri döndüm roma’dan queens’teki kümese tahammül edebilse keşke yarım kalan romanımda bakmıyordu yüzüme dellenip fırtlattım daktiloyu pencereden yağmurlu bir gece çalındı kapım hüzünlüydü gözler kocası fena dövmüş bıçak sırtı göğsünde yoğun bakımda diyordu rafael şuursuzca fırladım evden fellik fellik sokak efil efil rüzgâr dostunun evinde buldum pişman değildi hergele gözümü kırpmadım vurdum iş bu hale varınca sana kıyamadım gina zaman benden uzundu san vittore duvarlarında Seçkiye en derin sevgi ve saygılarımla. |
Tak tak tak
🕊🌹🪽🎈🤍