MÜNZEVİ KALABALIKLARIN BAŞ ŞEHRİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü.’’ (Ahmet Telli) Sessizliğin gücüne şahidim: Toprağa duyduğum özleme serildiğim Şiirin de en mahrem namesiyim. Soluksuz kalan fıtratında yergilerin Telaşına yenik düştüğüm sevdalı şehir, Künyemde saklı yedi tepesi özlemin Arnavut kaldırımlarına yüklediğim gözlerim: Hani öykündüğüm hani öldürdüğüm Hani semanın huzmesinde titreşen yengilerin Sedef kakmalı hezimetine yenik düşen matemin de Seyrinde gök gözlü annemin düşlerine katık Aşka da batık yaptığım bir matemle Dillenen kısmetinde güncemin Köklerimle ait olduğum İstanbul… Münzevi kalabalıkların baş şehri Köhne yalnızlığın şimdilerde Sefasını sürdüğü kıyamına durduğum gönlün de En kaknem gölgelerden kaçıp Mevsime şerh düşen sicim gibi gözyaşlarımda Savrulan nidaların rahmeti Aşkın yükü ve küsü Elbet diri hücreleri ömrün Hani olur da kaydım silinir evrenden; Hani olur da serildiğim kadar her zerrem Aidiyetini savunur şu evhamlı gönlüm. Gönlümde kaynayan tencerede Kısmeti bu güneymiş sessizliğin Suretlerin solukluğunda Sönen yıldızın da düşük ısısı Soğuyan ellerinde yalnızlığın Bitap düşen düşlerin kayrası. Göğe mazhar yüreğe nazire; Sevdaya hutbeler Serzenişlere methiyeler dizdiğim bilumum hecenin Nezdinde Seyrelen ebemkuşağı Kınalı ellerinde gelinin Belinde kırmızı kuşağı Çıkıp da meydana oynayan damadın Mahcup yüzünde oynaşan utancın şerefine Elbet yazdığım şiirlerin bağlanmadan basireti Uyup da düzene kaykıldığım kadar hücremde Yendiğim, yandığım, yerildiğim Sözcükler uğruna da yanıp tutuştuğum Aşkın yüzü suyu hürmetine. Bedellerse ödenen, nice badire Bağnaz ritminde ruhun Beylik söylemler katıksız rüzgârın inhisarında: Savrulan yapraklar gibi beyitlerim: Küsen, tüneyen, türeyen her ne hikmetse Aydınlığa çıkacak da elbet yeryüzü. Göğün varlığında saklı o tılsımla Tınısında duaların Kördüğüm olan lanetin bile hayra delalet gizinde Savrulduğumuz kadar s/avunduğumuz İlahi Aşkın vuran ışığı güneşi bile sönük kılan Her deminde ömrün, yandığımıza biat Bir terane ki seferi yüreğin sonlanmayan ritmine Yenik düşen devasa kâinat Dur durak bilmeden açan rahmet yüklü günün şerefine. |