Sarıya İnat
Sarıya İnat
gün çözüldüğünde bilemedim başıma örülen ağların kaç örümceğin işi olduğunu bulamadım ışık oyunlarında kaybettiğim asıl yüzleri yalnızlaştım inandığım her şeyi bıraktığımda sende bir satıra sığınmak isteyişim bundandır bundandır şair olup kaleme sımsıkı sarılışım çam kokusunda sarhoş oluşum her yalan masum gözükse de kendi gerçeğinde söylenmişin üstünü kim neden örter ki? asıl tenhada duyarsın şehrin adresi belli öfkesini ve sen merkezi ayarsız pergelin içinde savrulursun insafsızca güz sancılıdır güz sabıkalıdır orda sürersin ihanetin izini ama yine onda ararsın aşkın kırmızısını sarısına inat Vildan Poyraz Coşkun 31.07.2013 |