SEVGİNİN MÜRİDİ ZENGİN YÜREKLER...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir rivayetin dillendiği o terennüm ve dilediğim ilkbahar elbet gelmeyi erteleyen ve de gelip gitmemesi adına tüm temennim şimdi düş penceremden uzanıyorum evrene ve dokunmadan kimsenin eline, tenine uzaktan sevmeye devam ediyorum ve seyirci koltuğunda sadece kader ve yüce Mevla’m bir de aksanı şiirlerimin hani düz duvara tırmandığım koca ömürden arda kalan bunca hezeyan ve tetiklenen heyecan. Uydurduğum bir hikâye de değil hani: Ne mevsimin titri Ne de titreyen ellerimde dolaşan nem yüklü özlem Üstelik bulaştıramadım da ben tek başıma Taşıdığım bunca iyi niyet ve sevgiyi. Bağışıklık filan da kazanmadım bunca kine Kimse dolaylarımda seyreden Kimse Rabbine ve evrene ihanet eden Kimse de umurumda olmadı ben severken Sevilmeye dair bir özlemin de yabancısıyım Yeter ki sevgime sahip çıksın Rabbim Nihayetinde ulaşacağım tek makam Lakin severek beyan ettiğim tek ferman. Düş kuvözümde saklı şiirler Az evvel görücüye çıkan yüreğim Ve nemli mevsim Adı bahardı sözüm ona: O, bile giremedi kapıdan içeri. Ben kimim ki? Üstelik tek başıma asla yetmediğim bir evren Teyakkuzda olsa da yüreğim bir ömür Azat edilmediğim zulüm Ve kindar beyanları zalim ve iblisin Doluşan yüreğime elbet melekelerim Korunduğuma kani Asla da olmaz tek şüphem. Yine de korku ve kaygı taşırdı içimdeki kazanı: İçi sevgi ve umut dolu Bir kalemde de esir alan ne çok korku Öncelikle insanlık ve izdiham; Yetmedi ölü mevsim resmetti mezar taşını İzin bile vermedi baharın selamına İzin verse bile Nelere rücu etti bunca kini ile Ne çok masum insan diken üstünde: Doğan çocuklar Bir de sevginin müridi zengin yürekler… Kayrasında göğün unutuldu kuşlar Sokakta dolanan aç hayvanlar İçimizdeki hayvanı doyurmaktan Fırsat mı kaldı yüreğin atmasına? Yetmedi izin bile vermedik mazlumun bir gülüşüne. Aşkın arka yakası şehir: Şehir bile utandı şehirliğinden Nefretini kusan ne çok isyan Yakışmadı da hani: Ne yalnızlık ne de korku Esir alan yürekleri elbet yarından kesilen ümit Ki haznesinde evrenin Taşkın bir cehalet… Ne zamanki önünü almadık kirli ellerin; Sürdüğü leke ile Çalınan hayatlara Çocuk olmayı bile erteleyen haris düşler Mevtası mı olmalıydı bu terk edilmişlik? Şehrin penceresinde dalgın bir güneş Tüm kâinata sirayet eden bir teselli saklı oysa Mamasında gönüllerin Çalıntı olmayan neşelerden de uzak düşmüşken Merkez kaç etkisi: Sezilerde titreşen imler Şimdi açıp da solan baharlar Tecelli edecek ruhlarda Günü kurtardık mı çıkacağız da aydınlık yarınlara. Geç kalmışlığın basireti bağlansa da Tuzak olan hazandan Azat edilecek ruhlarımız da acıya doymuşken Özlemin iğne ipliği ile Dikilecek yaralar ve yamalar Ama demenin de meali bazen tedirgin Bir bekleyiş Sıfatların sonlandığı Asil yürekli bir çıtayla, Dokunduğumuz o rakım ki: Allah katında saklı nice mucize ve dirayet. Elbet sonlanmadan dualar Aşkı da ihbar eden iblisi tıkıp da kodese Tayin olacağımız dingin bir mevki İnsanlığın kulvarında yeniden başlayacak Temaşa ve neşe Arınıp da hüzünden Çatı katında sevginin Doku(n)duğumuz o muazzam izlek Sobeleyen bir sevinçle Nice enginlik saklı ufukta Neşreden sabrıyla yüreklerin Asil bir ç/ağrı Allah katında. |
Şiirinizi okudum ve beğendim.
Gönülden tebrik eder her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olmasını dilerim.
Ne mutlu ki; Dünya Şiir Günü, Miraç Kandili ve Nevruz Bayramı aynı güne denk düştü. Dünya'da, güzelliklere, dostluk, kardeşlik ve barışa vesile olsun, hepimize kutlu olsun.
Şiir, sanat ve hayat yolunuz su gibi açık ve Güneş gibi aydınlık ve engin ufuklara olmasını diliyorum.
Hep birlikte, sağlık, mutlu ve başarı dolu nice yıllara...
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. BODRUM.