Kalem mi yorgun, alem mi ?
Memleket Savaştepe, rumuz Onuncuköylü.
Felsefi bir açıdan, gördüğümü yazarım. Bütün kelepçeler den, azat olmuştur ruhum. Hece hece işleyip, ördüğümü yazarım. Öne eğik başların, buğulu gözlerinden. Hakkı yenmiş kulların, ah eden sözlerinden. Sönmek üzere olan, ocağın közlerinden. Usulca eşeleyip, derdiğimi yazarım. Din, devlet, millet için, yürümeyip koşarken. Aynı milli hislerle, dolup dolup taşarken. Aynı vatan üstünde, güya eşit yaşarken. Hayatın kime, neler verdiğini yazarım. Adları söylenirken, "Sayın"la başlanılan. Adam diye tanınıp, dağ sanıp yaslanılan. Makamlara taşınıp, saygıyla seslenilen. "Bey"lerin orta yere, serdiğini yazarım. Hep altta kala kala, canı çıkıp ezilen. Bir helal lokma için, cefa çekip üzülen. Yaşlar gözünden değil, yüreğinden süzülen. Mazlumun zalimlere, sorduğunu yazarım. Bulutlara özenip, bir boşalıp bir dolup. Narin çiçekler gibi, bir yeşerip bir solup. Yaşayan her canlının, derdiyle hemhal olup. Yazmanın beni nasıl, yorduğunu yazarım. Onuncuköylü’yüm ben, hakkı söyler hep dilim. Hak’tan gayri söz etmez, dilinse dilim dilim. Varım yoğum dikişsiz, beş metrelik bir kilim. Tüm yolların nereye, vardığını yazarım Şimdi artık tanıdıysanız tanıdınız Onuncuköylü’yü ! |