AKŞAMLARBir dal gibi eğer, seni akşamlar, Bir ölü gözü ki, mahzundur camlar, Issız odalarda yanar şamdanlar; Yalnızlık kor gibi düşer içine, Bulamazsın delil, günlük suçuna. Sesler gelir, duvarlardan, tavandan, Arılar boşalır sanki kovandan, Uğultular kopar köhne yuvandan; Kalem dile gelmez, uçuşur kağıt, Yüreğinde efkar olur bir ağıt! Akşamlar, bir hüzün değirmenidir, Bir mum gibi, yavaş yavaş eritir, Karanlık kırk katır, yahut kırk satır! Divanelik seni alır koynuna, Kederli bir nuska asar boynuna. Bir yanda mum erir, bir yanda yürek, Çeker seni karanlığa bilerek, En derin yerinde patlar bir tüfek! Asır olur, asar seni geceler, Oynamaya başlar camda cüceler... İçin boşalır da, köhne han gibi, Açılır gözlerin bir şahan gibi, Dikleşirsin o an, bir süphan gibi! Sonra, bir dağ gibi, devrilir başın, Kaç şişeyi dolduracak gözyaşın? Gözyaşı şişemiz, yine dolacak, Bu gün de yalnızlık, yaraya bıçak, Bekliyorum, ay ne zaman çıkacak? Ayışığı, sen sar yaralarımı, Kaybettim, bu gece, ben diyarımı. Hayrettin YAZICI |