SEYRET!
Sımsıcak koynunda büyüdü benliğim
Gözlerim gördü tüm güzelliklerini Evren’i kapsıyordu sualsiz sorgulamalar Terazisinde dünyanın ağırlığınca Dere yatağında büyümüş filizlerin Bitmeyen hoş kokusuna aşığım Gür yaprakları kaplamış havamı Ahşap ağaçtan çardaklı yuvam Uçuşuyor penceremde kuşlar Müjdelerken güneşimi Notasız çalan duyguların nağmelerinde Bir sen varsın adsız… Mest olmuş uykularımda geceler Büyülenmiş-çe yıldızlarda gezer algılarım Çoğaldıkça çoğalan Yediveren güllerindendi renk, renk Topraktan fışkıran ey masumiyet! Kaplarken bedenimi işkenceleri Seyret kaybolan masumiyetimi Sevinçlerimin coşkusunda kaç kez Bilmem kaç kez âşık olduğumu yaz Tadılan derin hazlarından aşkını Kirlenmiş dünyamıza inat Bir nehir kadar ak. Her tadın sonu da ecel gibi Bir başı birde sonu var İki metre toprak kadar dar Anıların çokluğundan yaralar Kanar aşklanarak sancılanır Hatıralarına son-kez... Vedasında ağlayarak. Kaplarken bedenimi işkenceleri Seyret! Kaybolan masumiyetimi. |