Sakın DönmeEy gecelerimin heyulası Çığlıklarımın hoyrat anası Şavkı rüzgarına, esir düşmüş, Garip bir körebe idim kollarında Umut sandalına binmişcesine Coşkulu, telaşlı bir tutku içinde.. Dolu dizgin düşlerle, emareydim kapında. Bir mum alevi gibi, aşkınla yanıp tutuşarak, Zamanın dehlizinde kül oldum. Ey göğüs kafesimin müptela nefesi Karanlık kuyularımın cansız nesnesi, Gayrı hallerimin hercai öznesi Buz kesen iklimlerin mimari ebesi Ey benim cevher kılıçlı cellat başım, Naaşımın katibi, hayatımın kıvrağı, Alışkanlığım, Yanılmışlığım, Mabedine taptığım. Bir tanrı kadar zalim ve deccal olmak niye? Ruhumu ruhuna aşina ettirip’te, Cehenneme sürgün etmek niye? Sabrımı sınamaksa maksadın Bilki.. Cehennem ateşinin çırasıyım ben Mükafaat’ını istemem. İğneli fıçı olsanda diz çökmem Kırdırıp toz etsen’de diz çökmem Kavurup savursan’da diz çökmem Velveleye vererek, attığın düğümleri, Hangi puşt’un ağına takılıp kakhaya saydın? Hangi sarraf’ta bozdurdun kendini? Hangi ibne’nin kucağında bitirdiysen sevdanı Orada kal. Orada kal ve sakın dönme! Çünkü dönüşün, kıyametin avlusu olur Turgay Parlakyıldız |
Yüreğine emeğine sağlık
______________________________Selamlar