14 şubat'a ağıt.. içimin perspektifine kayıt oluyor tren rayları unutulmuşluk izi saplanıyor kâlbime kara kalemle bir ressam susarak koyu gölgeler atıyor yarınsız izdivaçıma tanıdık değilsin diyor realist mutluluğun tuvali ve bırakıyor çerçevemden ellerini yalnızlığa düşüyorum zordu düş’ü yorum.. çelişki mi ayrılığın unutuluşu hâlâ dururken sevildiğini sanmanın kaygısız varoluşu gözlerimi kapadım sonsuza duymak istemedim gittiğini ki bende bitmeyecekti çığlıklarla yanan aşkın atmosferi geceden alaca sessizliğe inen umut ışıkları ve tan söyledi ama sevda pasıyla eğrilen ten yolu kapanmıştı hezeyanımla tırnaklarım yetmedi kanamaya imdi ! bir kaç hecede güncemi anımsattım şiire aitliğimizden çıkmış-sevgili mutluluklar öncesinde şubat isimli biriydi fi tarihli bir söylence sustuk birlikte takvimle anladım ki yalnızlığı üzmemek içindi tek çare düşürmemişti yaprağını bırakmıştı 13’te... .. |