Halı
Yabancısı olmadığım bir oda, girdim.
Tanıdık sima, sıcak karşılama, ikram. Evlâdım yanımda gönüle akıp geçtim. Vardığım yerde bir evlâdım ve de hocam. Kader, halı tezgâhı her ipi tozlanmış. Belli ki tezgâhı başka bir el değmemiş. Ya da bunca an dokuyandan yoksun kalmış. "Hocam! Birlikte tararsak tozu gidermiş." Şaşırdı: "Daha önce dokumuş gibisin." Özgüven geldi, taradık baştan aşağı. Özde kalan beyaz tellere ip dizilsin. Gözüme tek renk çalındı, kandan kırmızı. Ondan başka gözümden tüm renkler alındı. Hocam, şuradan mı bıraksam saçakları? Nasıl başlasam? Fikrim, kararını tez ver! Bu nasıl düş, yoramam bu nasıl kader? Mesut Tütüncüler DENİZLİ 13.02.2020 |