Son Çığlık...
.
Sanki kutu kutu yutmuş gibiyiz, Yalanı hakikat gösteren haptan... Maziyi unutup tutmuş gibiyiz, Saltanat, hilafet safını toptan... . Bildiğince okur hoca Kitabı, Şerre kılıf yapar yüce hitabı... Sadık bir sürüye etmişler tabi, Tutup hepimizi kutsal bir saptan... . Etmişler mümini yetmiş üç fırka, Saplanmış her biri başka bir şirke... Kefaret zannıyla içilir sirke, Bir zamanlar şerbet sunulan kaptan... . Atalet aşılmaz sıra dağımız, Cehalet çözülmez ayak bağımız... Düşünce çayında hep boş ağımız, Pek uzak zihnimiz yeterli çaptan... . Ne yazık ki herşey kafir icadı, Müminin bilimde geçmez hiç adı... Taklitle kaç kuşak doğdu, kocadı, Okuya, okuya hep aynı baptan... . Hurafe çölünde daldık seraba, Kadim Türk elinde döndük Araba... Katlandık her türlü hal-i haraba, Düşer deyip mahşer günü hesaptan... . Yoksa mümin kafa her an siste mi, Neden meyve dökmez huzur istemi... Konuşamaz kimse yolu, sistemi, Zira korkar herkes doğru cevaptan... . Neyleyim bu işte malzeme, usta, Aklımız, fikrimiz sığ her hususta... Halen yağ misali çıkıp da üste, Cennetler kurarız kuru sevaptan... . Siyaset dilimde, vicdan lehçemde, Açan son çığlık bu gönül bahçemde... Umarım şahit var şiir bohçamda, Koruyacak kadar beni azaptan... . Veli BOSTANCI (Ankara, 2020) |