Canan HikâyesiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Cihan Şah’la Mümtaz Banu Sultanı rahmetle anarken; onların asil ruhları ve aşkları önünde saygıyla eğilirim. İnşallah böyle bir aşk gerçek alemde de anlamını bulacaktır.
Bilmem,
Güzelliği hangi diyardan. Saçının her bir telinde bir küheylan. Kanatsız uçar canan… Gözleri derde deva, Bakışı aktarlardan. Yakışı nar-ı beyzadan kalan. Baharat sandıklarında kilitli gülüşü. Gelişi Taçmahal’dan. Teni üstünde, Buğu yükselir billurdan. Leylâktan kokusu, Rengi gümüş/ tendir. İncelir de gönül gussası, Saçının tellerinde. Dal verir bakışları, Taçmahal seherinde Mümtaz Banu canlanır, Cihan Şah hayalinde… Mehtaplı gecelerde aydan parlak siması. Sarar dört bir tarafı, Taçmahal’in ziyası. Sanki beyaz mermerler, Zarafetin som şekli, Kuğu boynunda kolye, Beyaz beyaza ekli. Gümüş renkli gecenin, Gümüş tenli sultanı, Hüzün içinde koyup, Terk ederken cihanı. Efsane güzelliği, Asırlardır dillerde. İşte o gün bugündür, Rengi yansır mermerde… Ankara,02.07.2008 İ.K |