TAŞA GEÇEN SÖZÜM
Daha ne deyim ben, ey gönül sana
Taşa geçen sözüm, sana geçmiyor Ömür nasıl geçti, bak yana yana Nergiz bile artık, çiçek açmıyor Taşa geçen sözüm, sana geçmiyor Daha aldıran yok, göz de yaşıma Küskünüm yıllardır, gönül kuşuma Gezerim sahilde ben bir başıma Müzmin yalnızlığım, gözden kaçmıyor Taşa geçen sözüm, sana geçmiyor Dertler her gün, bir biriyle boğuştu Her gün yüreğime, çile yağıştı Karardı hayatım, mevsim değişti Kızıl güller bile, koku saçmıyor Taşa geçen sözüm, sana geçmiyor Sevenlere bir bak, ner de hakikat Neler yapardım ben, görseydim fakat Kalmadı bakışta, fer ile tâkat On metre önümü, gözüm seçmiyor Taşa geçen sözüm, sana geçmiyor Karla kaplı her dem, yücede doruk Sevdası üstüne, dosya kabarık Nasıl uçsun garip, kanadı kırık Figan da bülbülüm, daha uçmuyor Taşa geçen sözüm, sana geçmiyor Yaşanan tüm mazi, gelirken dile Vuslat talebimi, bıraktım yele Kendi ellerinle, sen sunsan bile O buzlu badeyi, dudak içmiyor Taşa geçen sözüm, sana geçmiyor Lüzumsuz usandı, cilve nazından Daha gitmen derim, senin izinden Gönül, bu sende ki, inat yüzünden Sanmayasın gece, uykum kaçmıyor Taşa geçen sözüm, sana geçmiyor Sadık DAĞDEVİREN Aşık Lüzumsuz |
ya götürür gül bahçesine
ya da bir yardan aşağı
densiz işte
tebrikler