Ağustos 99…
Sıkça sallandığımız şu günlerde,
Canını kaybedenlere rahmet, yaralananlara şifa ve böyle acıların bir daha yaşanmaması dileğimle... Ağustos 99… . Garip bir uğultu duyuldu birden, Ki ne bildik poyraz, ne de lodostu... Sonra ah yükseldi nice şehirden, Sanki öfkelendi de yer ölüm kustu... . İnsanın ihmali, depremin gücü, Gediz, Bingöl, Gölcük... tarifsiz acı... Vakit bu kez gece saatin üçü, Sene doksan dokuz, ay Ağustostu… . Sanki arzı bir kurt iştahı tuttu, Kırk beş saniyede her şeyi yuttu… Yiten candı, kandı, düştü, umuttu, Yakan sonsuz özlem dünürü, dostu… . Meçhul, beton harcı nasıl karıldı, Kof yapıya ruhsat nasıl verildi... Köprüler yıkıldı, yollar yarıldı, Katlanan binalar andırdı tostu… . Parola, doğayı, binayı kemir, Görünmez nasılsa çimento, demir… Sanmam ki, bu afet Haktan bir emir, Bu ancak vicdanın verdiği SOStu… . Sabırla bastırıp aciz isyanı, Akla yer açmalı beynin his yanı... Ders alıp tedbire dönmeli yani, Belli ki, kamusal denetim fostu… . Yaşamak vazife, ölüm hakikat, An gelir solar yüz, tükenir takat… Ey Veli tavrına edep, ahlak kat, Alan yok yanına makamı, postu… . Veli BOSTANCI (Ankara, 2004) |
Yüreğine emeğine sağlık
_____________________________Selamlar