Yolcu...
Yolcu…
. Ömür denen lütuf uzunca bir düş, Dünyalı gözüyle görüp gideriz... Elli-altmış bahar, elli-altmış kış, Hakkın takdirince durup gideriz... . Kimi kul rolünde, kimi harami... Herkes güder ayrı, ayrı meramı… Amel ile yazıp helal-haramı... Hesap defterini dürüp gideriz... . İdrakin hasmıyız, nefsin hamalı, İhlas libasımız yüz bin yamalı. Bir ömre mâl olan serveti, malı, Bir kuruş almadan verip gideriz... . Çok kere gerçeğe uymaz sözümüz, Nasiple, kısmetle doymaz gözümüz… İnsanlığı erdem saymaz özümüz, Zalimce bir düzen kurup gideriz... . Bize gece gerçi, evvel ve ahir, Lakin sonsuz Kudret gün gibi zahir… Hayırda cahiliz, hilede mahir, İhtiras bağını sürüp gideriz... . Damarda çağlayan seller çekilir, Tarağa sığmayan teller dökülür… Yükü yük saymayan beller bükülür, Beden nimetini yorup gideriz... . Gönül ömrü birkaç asır isterken, Meçhule has hikmet ve sır isterken, Sultanlar misali kasır isterken, Bir cüsselik kabre girip gideriz... . Bir garip yolcuyuz bahtın izinde, Kâh gam denizinde, kâh yâr dizinde… Bitince rızkımız şu yer yüzünde, Ne bilet ne de yol sorup gideriz… . Veli BOSTANCI |
Kutlar, selamlarımı sunarım.