SIVAS YANIKLARINA
SIVAS YANIKLARINA
Temmuzun sıcağında Kavruldu gönlüm,yüreğim Tutuşup yandı güller Hıra Dağında bir kurt Bir kurt uludu. Uluyan nefesinden İnsanlık tutuştu,sanat tutuştu. Yakılan müzikti, yakılan şiir Geleceği geçmişiydi yurdumun Sivas sokaklarında bağıran Asırlar ötesinden,şeriattı şeriat. Başını kaldırdı pir sultan Bedrettin ,Mustafa Kemal Ve Galile haykırdı Ölmeyiz, tükenmeyiz Yanmakla asılmakla! Doğarız yeni çağa Her alaca şafakla. Sıyrıldı hasırdan Milcan Hortladı ortaçağ,hortladı engizisyon Mekke’de ;Lat, Uzza, Menat Mısır’da mumyaların gözü açıldı Madımak otelinden Yurdumun dört yanına bir aydınlık saçıldı Yas mumları yakılıp başlandı ağıtlara Ant içildi karanfille, gidenlerin ardından. Yangın yerinde şeriatın İblis yüzüydü sırıtan Gün aydınlandığı zaman. Rüzgarın yelesini dağıtır atlarım İskender yenilir, Timur yenilir zamana Bu güne ben gelirim Anadolu’yum Bin kartaldır kanatlarım. Bin göz ağlar bugünüme Bin yürek kanar paramparça Konuşur, konuşamaz binlerce dilim Telörgüler çekilmiş gökyüzüme. Ve göğü kucaklamış acılarıma baktım Topladım tümünü ellerim kanayarak Acı dağlarından bir ateş yaktım. İçine kinleri, cehaleti attım. Kızgınım sokaklarına ey eski kent Yaktığın ateşi söndüremedi Kızılırmak Yak beni, yok et beni tutuştum Şehitlerimin yanına kat Yobazın hançerini sırtımdan çıkart Aksın kanım Kızılırmak Kızılırmak Ölmem ben bu yaradan Çok acılar senfonisi bestelerim daha çoook. Devletimin boynunda asılı kalır bu yafta Yüreğimi ayaklandırır her temmuzda. Hürdoğan Aydoğdu |