Deli Kız
Saklanbaç oynamayı,körebe olmayı sen öğrettin bana
Elma dersem çık,Armut dersem çıkma derdin Hep Elma derdin de, bende sevinçle çıkardım saklandığım yerden Çocuktum işte Mutluydum Şimdilerde hep Armut diye bağırıyorlar Bir türlü çıkamıyorum içimin en içinden Kulaklarım kabarıyor Elma sesine Ama yok Kör/ebe Adı üstünde kör zaten Bense karanlıktayım Nasıl bulacak beni İmkansız,imkanlıklar ararken Çocukluğum dikilir karşıma O günlerin hatrına Gülerim Bilirsin,ben herşeye gülerim Bizim deli kız derdin bana İsmim öyle kaldı Çocukken çok üzülürdüm ben sana Hayran olurdum sabrına Kendi kendime söz vermiştim Seni hiç üzmemeye ve hep gülmeye Varsın herkes deli kız desin Görme o delinin delik,deşik yüreğini Yoksa çok üzülürsün İçimde avazlar yükseliyor Boyları boyumu aşmış Saçma sapan kabullenişlere Boyun eğiyorum İçten içe yaşlanıyorum belkide ve bunu sen bile göremiyorsun bazen Yalnızlığa ekilmiş bir fidan Öylesine güçsüz,öylesine çorak İnce bir sızı,yer etmiş göğsümde Göğsün göğü yarık kan damlar içime Ürkek dudaklarım mırıldanır sessizce Seven yokmu derim Ben varım daha ölmedim dersin,yüreğimin içinde An gelir dualar,bedduaya dönüşür Ak sütün helalliğinden,havaya suya karışır Gülmekten yoruldum Anne Hüzün bakan gözlerimi saklamaktan yoruldum Kabullenmekten Kendime sığınmaktan Kendi kendime sarılmaktan Konuşmaktan Bir elimi,diğer elimin üzerine koyupta,iki elin sesi var yalanından bile yoruldum Bir varmış,bir yokmuşlarıda sen öğrettin Bin yokmuş masalındanda yoruldum Yağ satıp,bal almaktan Ayağımı yorgana göre uzatmaktan Donmayan alın terimi ,ucun ucun hesaplamaktan Sendeki benim gölgesinden yoruldum Şöyle bir kenara çekilip Ben olmayı,mutlu olmayı özlerken O siyah/beyaz televizyonlardaki karıncaları özledim... |