Aşkın Makamları-1
Aşkın ilk aşaması hayranlık makamıdır,
Maşukun talibine hoş geldin ikramıdır. Gören gözler şaşırır, emsalsiz gül cemali, Öylesi güzeldir ki, tüm güllerin cem hali. Meftun eyler kendine hülyalı bakışları, Ak tenine işlenmiş benlerden nakışları. Omuzlara dökülen kumral sarı telleri, Estirir gönüllerde ılgıt ılgıt yelleri. Koyu pembe dudaklar ne kalın ne de ince, Hafifçe fısıldarken, büzüşüler narince. Güldükçe yanaklarda belirirken gamzeler, Unutuldu sanılan duyguları tazeler. İkinci makam ülfet; selam, kelamla başlar, Dökülür usul usul eteklerdeki taşlar. Önce havadan sudan, bahaneler bulunur, Sonra derin mevzular bahse konu olunur. Kimi zaman anekdot, kimi zamansa şiir, Sığlaşan muhabbete Hızır gibi yetişir. Etkilemek arzusu, bütün ruhunu sarar, Kendinden söz etmeye daima fırsat arar. Anlatır ömür boyu, yaşadığı halleri, Çocuksu coşkularla kurduğu hayalleri. Paylaşmanın verdiği yakınlaşma oluşur, Sanki iki ayrı ruh, bir bedende buluşur. Sonra hülya makamı, aşkın üçüncü hali, Gözlerinin önünden gitmez yârin hayali. Gündüzler yadındadır, gecelerse düşünde, Hep bir mana ararsın, muzipçe gülüşünde. Her an onu düşünür, nice hayal kurarsın, Aldığın her nefeste hep adını anarsın. İçine hüzün çöker, olur olmaz anlarda, Dalar gider gözlerin, böylesi zamanlarda. Bazen gam ve kederle kaderden yakınırsın, Bazense neşe ile, çevreye bakınırsın. Anın anına uymaz, halden hale geçersin, Umut tohumları eker, kırılmış düş biçersin. |