nâme'üç
nâme’üç
postmodern çağın gönlü güzellerine bugün seni özlememek çok güç. telaşımdan anlamışsındır. yatak döşek ayrılığım artık, beynimde aritmik titremeler gözbebeklerimde uranyumla zenginleştirilmiş hüzün. umutsuzum sanıyorsan yanılıyorsun. yorgunum azıcık. aczime ver. kırlangıçların suskunluğuna, havanın pusuna, gecenin zulasına sakladığım çığlıklarıma ver ... burnumda kesif nem kokusu. damarlarımda serum tortusu telaşım biraz da seni görememek korkusu bir açık görüş düşünde korkularıma ver bu mektubun çalakalem oluşunu ulaşmama ihtimali bu mektubun kurşuni kabusu üşüyor musun sen de mağlup musun bir kuşun özgürlük ötüşüne gömleğimin ütüsünü düşünüyorsundur sen şimdi ben de senin varoluşsal yolculuğunu üşüyorum ben de hasretim gözyaşınla yıkanmış müstehzi gülüşüne ben her yorulduğumda sen gül sen her güldüğünde ben yorgun olayım her kuraklığımda sen dökül bir çağlayan gibi üzerime ben kuraklığımı bileyim sen her döküldüğünde üzerime ben sensiz eğretiyim bu tekinsiz memleketin caddelerine hoşçakal Farzımuhal |