özlem
Duvara attığın çentik gibidir
Kavgan da suskun da suskunluğun da Saniye saniye seni tüketir Seninle tükenir yurtsuzluğun da Yıldızlara sığarsın dilinde selam ahizeye yığarsın on,on beş kelam gözlerinde doğarsın yârin yârin gözlerinde özlem buram buram Bulur mu izbesini sayım ertesi gövden Gökkuşağı neylesin militer suallere evren’sel kaygıların kadar maviye tutkuluyken gölgen kronik veballere asil bir başkaldırıştır öfken peki neden neden kadife sesin boğmaca aramakta bir çocuğun kurmaca dünyasında eritttiği parmaklık gibisin yaktığı çerağ karanlığın ortasında üzülme yorulmak yaşamanın kız kardeşidir susmak olgunlaşmaktır özlemlerin Everestinin doruk noktasında yankı yarısıdır feryadın ama sus dışarısı muhannet yankılanmasın adın Farzımuhal |
Her şiirinde bir “göç” var, taa derinlere dokunan.
Sevgilerimle çok...