KANAL İSTANBULParanın ettiğini, kırk gâvur etmez bize… Bir mıh vardı, üç mıhla arıyoruz ya dört/nal! Dünyanın tüm aklını, verseler yetmez bize; Ne alaka şimdi bu, boğaza rakip kanal… Ne yapsanız altından, çapanoğlu çıkıyor! Karıştırmayın desek, biri ağzı tıkıyor! Öyle açmış ki gözler, az görünen sıkıyor; Bütün düşünceleri, farazi, yani sanal… Kürt’le bölemediniz, Suriyeli buldunuz… Hazmetmediniz Türk’ü, bir de Arap oldunuz! Bir BOP ayağı bulup, tüm dünyayı böldünüz; Kanal da bölücülük, size lazım bir tünel… N’olur bir şey yapmayın, boş durun daha iyi! Hiç yoksa bozmazsınız cananım Türkiye’yi! Bağırmakla olunmaz, asla hiç derebeyi! Pek/iyi görünmüyor, bu gidişatla final… Ayranın yok içmeye, bindin taht-ı revana! Amerika’ya uyup, girdiniz bir kervana! Bizimki “Kızıl Elma”, sizinkiyse “Nirvana;” Sürüler bir gün gider, biter sanmayın jurnal… Kanal rant kapısıdır, doymadınız bir türlü! Türk’e bakan kalbiniz bidayetten mühürlü… Atın bu kafaları, hepsi baştan özürlü! Var mı ki bundan daha boş bir fikir hem banal… … Prof/lar yaza dursun, zemin sağlam, temiz su! Mesele rapor değil, yurda kurulan pusu!! Kanal düşman hayali, Türklüğün tek kâbusu! Boşa atıp tutmayın, bu raporlar marjinal… Antalya-2019/12 Halil Şakir Taşçıoğlu |
Yüreğin kalemin zeval görmesin ustam.