ZAMAN DURGUN BİR YOL ARTIK?
Zaman,
Durgun, Bir yol artık! Düşüncelerimin kepazelikleriyle, Soluk soluğa, derin ölümle, Yaşamanın, en kudretli olan ruhuyla, Sersemlemiş, gözgöze-dizdize... En mahluk halde oturup, karşılıklı... Dedikoduların verdiği hışım, gayreti ile Herkesin öldüğü, bir vakitte! Ölüm ile alavera-dalavera işlerimiz, Gün yüzüne çıkıyor... En çirkin halde, Kalp kırmanın ne kadar, güzel olduğunu, Paylaşmanın ne kadar, kötü olacağını, Tek kişilik bir yola çıkmanın, daha eğlenceli olacağını, Maalesef kimseler bilmez?... Toprağın kokusunu alıyorum, Yağmurla buluşunca, Güneşin gölgesinde , Tarumar bir felakete ile Herşey can havliyle, Ruhun, bedenden ayrılmasına üzülüp, Son gelmeden, Aşk dünyasından, İki parça eşya altında kalıp, Korkmak gibi bir şey ile ilgisi olmayan, Hakiki özgürlük, Aslında! Tek kişilik yolda, kendini bulmaktır. Ne sevmenin, Ne üzülmenin, Ve ne de beklemelerin bir gayesi vardır. Herkes gibi herkes ölüyor, elbet bir gün... Ama sadık olmaktan çıkmış, Güven kelimesinden yoksun bir vaziyette! Ruh hazinesinden çıkıp, göğe yükseliyor... Yalnızlık kelimesiyle bağdaşlaşmış, Bir insan silüeti. Zaman, yorgun artık! Herkese peşkeş, Herkese daha fazla, Herkese daha hızlı, Herkese daha olumlu... Bana ise tonlarca kepazelik. Ve ölüme zorlanmış, yine ben. En güzeli de bu ya! Kimsecikler, yok! Gitme ve ya gidiyorum demek gibi, Bir derdim de yok! Ben, doğarken öldüm misali gibiyim. Vakit, şimdi benim için ölüm... ##Peryasiz |