Bana Değiş Diyorlar
Hava sopsoğuktu.
Benim çırılçıplak yalnızlıklarım vardı. Karanlık çıkmaz sokaklarda kalmış çar naçarlar gibiydim. Gidecek hiçbir yerim de yoktu. Şaşırmış kalmıştım. Sadece kara kara düşünüyordum. İnsanlardan tiksinir olmuştum. Neşe ve üzüntülerimi seve seve paylaştığım insanlardan, Kaçabildiğim kadar kaçıyordum şimdi. Tek sığındığım, yeri göğün sahibi şanı çok yüce olan Allah’ımdı. Beni bana küstürenler hasımlarım değil, Tam tersine, onlar için düşünmeden her fedakârlığı yaptığım, hısımlarımdır. Hısım ile hasım ters yüz olmuş. Herkes bana özeniyorken, bende hal ve ahvalime ağlıyorum Hem de oyuncağı elinden alınmış öksüz çocuklar gibi, İçin için ağlıyor, gözyaşı döküyorum. Savcı da hâkim de siz olun. Böyle bir hayat hiç sevilir mi? Ne yaptıysam olmadı olmadı olmadı. Hakkımı savunuyorum olmuyor, susuyorum olmuyor, celalleniyorum olmuyor Şaşırmış kalmışım. Allah peygamber aşkına mutlu olabileceğim bir yol gösterin bana! Gösterin bana ki ben de bu üç günlük fani dünya hayatında, gülebileyim! Gülersem belki mutlu olmanın sevincini tatmış olurum. Yalnızlık tak etmiş canıma. İkindi çaylarını tek başıma içmek, mutlu etmiyor beni. Tam tersine gam ve kasvetimi, her geçen gün artırıyor. Soframdaki en güzel taamların bile yok tadı tuzu. Sanki hepsi yavan olmuş. Yuvamda mutlu sıcaklığın zerresi yok. Suratımdan düşen sanki bin parça. Ben asla ve asla böyle değildim. Sıcak bir simit ve bir bardak katı ayran ile mutlu olan biriydim. Şimdi de mutluluğun her türlüsüne canı gönülden hasretim. Bana değiş diyorlar! Altmış yaşından sonra ben nasıl değişebilirim? Bazen görme diyorlar! Bazen duyma diyorlar! Bazen de sus konuşma diyorlar! Fıtratım bunları yapmaya müsaade etmiyor. Bunları yaparsam münafıklar sınıfına girmez miyim? Konuşulması gerekenleri konuşmak gerekmez mi Görülmesi gerekenleri görmek gerekmez mi? Adam gibi adam olmak varken, aksi olmak niye? Ölüm Meleği bir gün benim de kapımı çalmayacak mı? Bu fani dünyaya dört elle sarılmak ne kadar doğru? Hiç ölmeyecek gibi düşünmek, aklıselim düşünen bir insana yakışır mı? Ben, insanları sevmekten yoruldum. Ben, insanları sevgi ve muhabbet ile kucaklamaktan yoruldum. Ben, dobra dobra olmaktan da yoruldum. Ben insanların neşe ve üzüntüleri paylaşmaktan yoruldum. Yaşayan bir ölüyüm sanki… Ben bende değilim. Yorulmak nedir bilmiyor iken, Şimdi durduğum yerde yoruluyorum. Hiçbir şey yorgunluğumu gidermiyor. Ben sadece ve sadece, içi dolu sevgi ve muhabbetleri arıyorum fellik fellik. Ama yok yok yok… Sevmeyi şiar eden gönlüm, daraldıkça daralıyor. Güvendiğim dallar birer birer kırılıyor. Can sularını sevgi ile verdiğim ağaçlarım kuruyor. Gölgesinde oturacağım hiçbir ağacım bile yok artık. Ömür miadımın bir gün önce bitmesi en büyük arzum oldu. Akıbetimin ne olacağını düşünmekten, şirin uykulara hasretim. Ama tek bir tesellim var. Ben kendimi bildim bileli, Allah’ımı çok seviyorum Ve onunda beni sevdiğine canı gönülden inanıyorum. Zira kim ona bir adım giderse Allah’ta ona koşa koşa gelir. Zira kim onu gerektiği gibi işin kolayına kaçmadan severse, Allah’ta onu sever. İşte beni teselli eden budur. Rabbim’ den dua ve niyazım, beni Vedud esması hürmetine, Sevsin, sevdirsin, sevindirsin. 06/Aralık/2019 |