YALNIZLIK
’’yalnızlık’’
aradım mor sokakları bir bir kimsesizdi soğuklar ne aradığımı bilemeden duvarlar buz gibiydi sırtımla dayandım durdum rüzgarı vuruyordu, denizin dar boğazından eserek pencereme bir anda güvercin kondu zor tutunuyor gibiydi kanadı kırıktı besbelli yarası açık kanıyordu zavallım bir ayağını da yukarı doğru çekmiş belli ki sızlıyordu gözünden damlalar dökülüyor titrek tüyleri uçuşurken pencereye yapıştı bir el uzansın istiyordu morarmıştı göz kenarları hayretle bakıyordu yüzüme içeri doğru camdan kurtuldum mu der gibiydi hafifçe gözlerini araladı al beni der gibi yalvarışını hissettim üşümüş bir de titriyordu camda bir ay işareti ki kan cama geldiğinde gövdesini vurmuş canı acıyordu besbelli içimde heyecanla korku arası bir şey tıkandı boğazım ne yapacağımı şaşırmış bir halde bende bir telaş ki sormayın içimi kemirir acıma duygusu masa üzerinde öylece kaldı ağlıyordu besbelli doktoru bir veteriner aramam gerekiyordu hiç kuşların ağladığını gördünüz mü zavallı öylece duruyor kaçmıyordu temiz bir yerde uzandı gözleri kaydı gitti sandım yüreciği atıyordu dokundum midesi taş gibiydi kurumuştu bir taraftan kanadı kanıyor hemen pansuman yaptım bağladım yarasını azizim ilacı yetişti eridi yağlar şansım varmış der gibi şimdi güvenilir bir limandasın gece kuşum suyunu içti bakamam saatlere ben de şimdi zaman durgun dayanır bu yürek ikisi de bir arada sevinç ve duygular zaten uykusuzum Behçet Bük Eskişehir 2019 |