GURBET KUŞLARI’’Bir zamanlar kartallar uçardı gökyüzünün maviliklerde ’’ Susuz yaz akşamlarında Şimdi ise bir şey kalmamış ne bir dal ne de bir yaprak Kanadı kırık bir kuş gibi ağlıyoruz Bir umut ışığı doğar mı diye Boynu bükük kalırdı gurbet kuşlarımızın... Özlemler vardı çocuksu yaş dolu gözlerimizde Oysa kimseye zararı bile yoktu onların Tenimizi hep yakardı yaz güneşi bir kez aldırmazdık Yine de özlerdik mevsimleri sevmeyi Kim isterdi ki bitsin, bu mutlu yaz akşamları İçini yaksa bile gurbet bu bir kayboluş gibi Bırakıp gidenlerden sadece bir anı kaldı Bir duyan olurdu belki sesimizi sonsuz ufuklarda Zamansız bir sevgiydi belki de umut ettiğimiz Ama ne fayda, çaresiziz... Prangalar vurulmuş gibi her sabah olduğunda Ürkek kediler gibiydik her birimiz Serin rüzgarlar vururdu da yüzümüze Aklımızı başımızdan alır giderdi gurbet kuşları... Bir eser kalmazdı ne tozdan ne de umuttan Dalgalar gibi savrulur giderdi düşlerimiz Arar bulurduk biz de mutlulukları Kim kaldı ki o sevenlerden... Nerede kaldı o bitmeyen sevişler Umut da kalmadı artık Sevgisiz yaşamak ne kadar zor Herkes gibi biz de yalnız kaldık... Mecburuz bu olumsuz hayatın yaşamına Bu siyah akşamlarında Gurbet kuşları... Behçet Bük Eskişehir 28..11.2019 |