SESSİZ ÇIĞLIKLARIM
SESSİZ ÇIĞLIKLARIM
Yusuf Yılmaz Ağlarsam duyar mısın? Çığlığımı. Göz benim, can benim, yaş benim. Merhamet senin, vicdan senin. Öyle bir serzeniş ki seninkisi, Ruhumu yerinden sarsacak kadar derin. Toprağa in. Kanını, tarihini göreceksin. Belki garip gelebilir sana, Şu göğsümün altında bir ev var. Kapısından içeri girip bir şimşek çakar, Yakar kavurur yüreğimi. O kadar bağırdım, Yine de kimseye duyuramadım çığlığımı. O gülen gözlerin ardında, Şimşeğin yaktığı yerde, Küllerin arasında, Bir bir yanan hücrelerim, Yıldızların arasında kaybolan hayallerimle birlikte, Güneşin doğmasını beklemeden , Sonsuzluğa savrulur. Çığlığım sessizliğe bürünür, Sessiz çığlık olur. Kulaklar duymadı, ama acıdı canım, Sonsuzluğun maviliğinde çakar bir kıvılcım, Güneşin doğmasına yakın. Yürekler kıpırdanır. Kızgın bulutlar, Yeni umutlara, yeni özlemlere ve yeni kavgalara hazırlanır. Hiç ummadığın birisi bu kutsal davaya ben de katılacağım” der. Çünkü: Vicdanıma sordum. Yeminimi bozdum. Kimini toprağa, kimini kalbime gömdüm. Benim savaşım yeni başladı. Yumruklarım sıktım Zalimlerin zulmünü Yok edinceye kadar mucadelem devam edecek… |