Sıkıntı
Hani kimi zamanlar, yalnız kaldığımızda,
Mesela gece vakti, ufka daldığımızda, Göğsümüz daralır da, nefesimiz yetmez ya! Nedense her anımda ben bunu yaşıyorum. İçimde kor ateşten bir ukde taşıyorum. Söylenmedik sözlerim, sükûtun mahbesinde, Boyun büker kadere, acziyet kafesinde. Hani yaralı kuşlar, hiç şikâyet etmez ya, Ben de bu ahval içre, sessizce duruyorum, Köksüz ağaçlar gibi, gün be gün kuruyorum. Önüm ardım uçurum, dibi yok, nihayetsiz. Halimi arz etmeye, sözcükler kifayetsiz. Yavuz hırsız misali, git desen de gitmez ya, Dertlerim ardı sıra, sökün edip gelmekte, Sanki zehirli hançer, yüreğimi delmekte. Umut susuz pınardır, ne yapsam da çağlamaz, Hayal kurmak nafile hiçbir fayda sağlamaz, Eğer toprak çoraksa, gül eksen de bitmez ya; Gönlüm ermez bahara, yaşadığım hep kıştır, Beni sevdaya koyan, hülyalı bir bakıştır. |
Hani kimi zamanlar, yalnız kaldığımızda,
Mesela gece vakti, ufka daldığımızda,
Göğsümüz daralır da, nefesimiz yetmez ya!
Nedense her anımda ben bunu yaşıyorum.
İçimde kor ateşten bir ukde taşıyorum.
Birbirinden güzel dört dörtlük okudum. Şairimi KUTLUYORUM...