Ne Mutlu...Âh sevi... Mutluluğun yedinci kapısı aralanıyor bize, Dizelerin katmer katmer dökülüyor tenime.. Sesinde kaderimi gördüğüm, Çehresini hatim edip büründüğüm, Kaleminden dökülen nağmeleri, Misk niyetine sineme sürdüğüm... Ne mutlu ki; barkımı ’sen ’kıldın..! Âh sevi... Sermayem yok aşkımdan başka Yer varmıydı ki gönlümde; yaratandan başka aşka Değmemiş olsaydı saçlarım rüzgarına Demgahıdan bir haber olurdu, bu biçare leyla... Şimdi; Bir elif miktarı çekiyorum tenini gönlüme Düş’tün gayri yâr makamından düşlerime.. Dinleyin..ben saklı kalmış bir aşkın avazıyım.! Mekruha bulaşmış bu sevdanın Kefaretini ödemeye razıyım..!. Ne mutlu ki soluğuma soluğunu kattın..! Âh sevi... Gönlümün Vuslat kapısında bekledigi yâr’ı... Firat ve diclenin arasındaki Hicran yârası ... Iki cihan kalp acısı.. Yürek sancısı... Hangi şiir seni bâki kılacak kadar derin yazılabilir..! Söyle uğruna kaç kelimenin idamına ferman verilir.. Bendeki bu sevdayı kaç nida sana anlatabilir... Ne mutlu ki; kelimelerimi kifayetsiz bıraktın..! Âh sevi.. yaralı bir kuşun kalbinden konuyorum bağrına Ki tüm sevmelerimin sebebi sensin! Feryadım, fırtına da kopan bir begonya kadar sessiz Vallahi ! gözlerinden başkasına değmeyen gözlerim tertemiz.. Âh sevi.. şu fakir gönlüm sen yokken inan kimsesiz... Ne mutlu ki sen bizi ’aşk’ yaptın... Âh sevi... Her akşam üstü yaşıyorum bu sen’li saati Haklısın..! tamda bu vakittir aşkın ibadet akdi.. Ey benim edep ve erkanına sığındığım, Şiirlerle meşk eden sevgilim.. Nice eksiklerden gecipte buldun sonunda ’bizi’.. Ne mutlu ki kaderimi ’kaderine’ bağladın... Âh sevi.. Elâ kahve arasında iki dize değiyor topuklarıma Yer kayıveriyor, yükseltiyorum aşkın arşına Ve mutluluğun bin kavmi hicret ediyor Siluetini kokladığım rahmet bulutlarında... Yağ, ıslat kurak topraklarımı bereket mısralarında Dahî nefes alsın sevda ateşimiz dizelerindeki can suyuyla.. Ne mutu ki! Beni kaleminden kağıtlara akıttın ! |
Çok tebriğimle.