İstanbul
İtibarın ne para bilesin ki ne de pul
Erguvanlar açanda mana içinde mana Sana ezelden âşık yaratılmış cümle kul Adınla nakış oldun asırlardır her ana İstanbul tane tane seni okur divane Salacak sahilinde Kızkulesi görünür İspata hacet yok ki sensiz cihan virane Yıllardır şiir şarkı usareni sürünür Yedi tepende mukim yedi asırlık yapı Yedi iklim yedi yön isminle şekillenir Sinene girizgâhtır nicedir Yenikapı Divanda ve dergâhta güzel adın dillenir Hayranlığı bakidir insanlığın sana hep Nedim ayrı dem vurur Sinan seni nakışlar İstanbul her ahvalin çok sevilmeye sebep En çok sana yakışır hem baharlar hem kışlar Kaç adın varsa hepsi şimdi artık İstanbul Boğaz’ın sularında güzelliğini seyret Sende kayboldu gönül İstanbul gönlümü bul Nâdana boyun eğme diren İstanbul gayret Ceddimin heybetinden hisarların iz taşır Nakışlar duruşunu İncecik minareler Tarihe sığmaz vasfın hüsnünü deniz taşır Şeddadi yapılara bulunmuyor çareler Nazenin yapıların nâdanların elinde Hoyratça davranırlar incinirsin sessizce Boğaz bir gümüş kemer o incecik belinde Bir curcuna içinde yaşarsın nefessizce Ne diyeyim İstanbul koca koca adamlar Parsa toplamak için yarışıp kırışırlar Senle benim nasibim iflah olmayan gamlar Yıldızlar yorgun argın Boğaz’ında ışırlar İstanbul söz kalmadı dağarcığım tamtakır Harflerimin sinesi serapa ok yarası Güneş ki yalpalıyor "yer demir ve gök bakır" Sana vatan biçilmiş iki kıta arası... 31 Ekim 2019 İbrahim Kilik |