Aşk-ı Vuslat
Sen bana yalnızca:
Ve lütfen sadece, Namussuz olan sensizliği sor. Mesela rezil beklemeyi/özlemeyi sor. Tanrının melekleri şahidimdir. Elmanın içini yuva bilen kurda Gökyüzünü arşınlayan kuşa Penceremin önünde bir saksıya dikilmiş çicek gibi duran dağa Üzerinde dolaştığım kaldırım taşına Evimin altında ki suskunları oynayan yüzlerce kişiye(Mezarlığa) bile anlatabilirim. Seni sevmenin hatta özlemenin Ne demek olduğunu sor bana Dünyada ki bütün lisanlarda anlatabilirim Aishtaqat lak, ya skuchayu po tebe, wo xiang ni gibi... Bu da yetmezse sayfa sayfa ansiklopedisini yazabilirim sana. Yalnızlığın rutubetliğini Kokuşmuşluğunu Dört duvar arasındaki nikotin dumanlarını Hatta giyotine vurduğum geceleride Ama bana: Kavuşmanın güzelliğini sorma Çünkü ben hiç kavuşamadım ki sana. Sen bana: Yollarında kalan gözlerimi Evinizin önündeki badem ağaçının ne vakit çiçek açıp, ne vakit çiçek döktüğünü Saat kaç sularında incir kuşlarının balkonunuzdaki korkuluğa konduğunu Hatta sokak kedisinin kaç tane yavrusu olduğunu sor. Anlatabilirim bunları Balkonunuza konan incir kuşlarına Bahçenizdeki toprak içinde yaşam mücadelesi veren solucana Sokak kedisinin yavrularına Ama lütfen sen bana kavuşmayı sorma Biz hiç kovuşamadık ki seninle. Kısacası tatmadım kavuşmayı Anlatamam Yokluğunda yıllardır Özlemine dayanmayı öğrendim Yokluğuna katlanmayı Aşağılık bir şekilde kendimi avutmayı Bir de senli hayaller kurup altında kalmayı Nasılsa ustası oldum tüm bunların Hem de hayatım pahasına. |