Terk
Dolunayın kaçmak istediği aşikâr,
Kelepir umut kokuyor yine sabaha karşı, Tokatlasada hüzünler arşı, Herkesin bildiği bir yer var, Dinlenmeye, saklanmaya; Alışmıştı daimi düşmanlar, birbirine katlanmaya. Çatılardan damlayan nemlerin senfonisi, Çayırlıklar üstünde ince bir tütsü, Aklımda yine devrik cümleler, Yedi göbek, yedi ecdat, Ölü bir vadi uyuyordu cümleten, Sırtında yük, boynunda tasma, İnsan yiyen fabrikalar uyanık, Şehir yosma! Dirilecek birazdan makineler, yosuna çalınıp, Sıcak bir yatağa küsme, Köşe bucak bir batağa düşme, Oyunları oynanıp, Giyinecek elbiselerini her şey, Bir bardak kahve yapıp, Ya da bir parça yokluk tadıp, Güne, ’kahpe’ ismi yakıştırılıp, Gidilecek, nereyeyse artık, Geceyi küspe bırakıp. |