Hoş Çakal
Tanıtılmazım,
Anlaşılmayacak kadar basit, Kavranamayacak kadar karışık, Ölünecek kadar kara, Doğulacak kadar beyazım. Yenilir yutulur yanlarım, Yanı sıra duran kaldırılmaz duvarlarım, Boyun eğdiğinde kesilen, Dik başları ezdiren bir egom var. Özlemeyi bilmem, Sözümü söyleyecek kadar çok özlerim, Gidilmemiş yerler bana gelir, Ben bir yere gitmem. Gittiğim yerler ateşler içinde... Dokunduğumu hissetmem. Sarıldığım dikenler içinde, İçinde gül açar gözlerimin. Muhabbeti sevmem, sevilmem. Sevişecek kadar çok gücüm yoktur. Arzularınızı çalarım, Kendi keyfime kâhyadır günlerim, Benle dolu günlerde Sizden çok sizi öldürürüm, Ölmenin her biçiminde Bu sözlerim Kulağınızda çınlasın. "HoşÇa" "Kal"ın Ben; "Hoş" "ÇaKal"ım. |