Bir Laterna Şarkısı-Bugün çok hüzünlüyüm dedi kadın gözlerini indirerek Buraya ne zaman gelsem içimde bir burukluk oluyor -Geçecek dedi adam Hatıralarda gezer ve gün gelir biter acısı Gözlerini bir melodiye yaslayıp sordu Bu nasıl bir şiir olacak dedi adam -Daha olmayacak dedi kadın -Ben öldüğümde o şiir doğacak. Bir laterna kadarmış ömrü Metalleri erimiş, ahşapları çürümüş Şarkılar da bitermiş, üç günlükmüş Topu topu yedi notalı Ve hicrana sarılan günmüş Dünmüş, dingin ve hüzünleri dökülmüş Neyi kalmış geriye Merdiveni ve kollarına dolanan sarmaşık gecelerinin Yorgun kolları… Yüzü ifadesiz bir bulut gibi Ve kan çanağı bir toprakta biten Alyuvarları septrilyon kere dolaşan Hüzün melodileri gibi. Bir somon balığının yuvaya dönüş zamanı gibiyim Kilometrelerce koşuyorum Kilometrelerce doğduğum yere varmak Yüreğinde kalmak için Ve ulaştığım an Kendimi o derin sonsuz uykuya bırakmak. Ve bir laterna şarkısı Muhteşem bir slow Gıcırtısız Çılgın Kahkahalarına bir ateş yakmış Çok sevdiği bir tabloyu Hüznün dağlarına bırakmış. Telleri küflenmiş bir şiir gibi teklese de Maziden birkaç kare eklese de Şiirlerim gibi, ateş böceklerinin ışığı kadar şık Resimlerim gibi ucu yanık Asırlaşmış bir ağacım ben Fosilim ki tin’imde bulunmuş Herkes duyamaz onu Bir laterna şarkısı ki Yüreğimdeki en dehliz ’i sokakta unutulmuş. Ayşegül Aşkım Karagöz (rüzgar çanları) |