AYBALA
Aylar sonra görmüştüm, o sevdiğim kadını
Yüzüne baktığımda, gözleri parlıyordu Tanımıyormuş gibi, sordum onun adını; Unuttun mu adımı, ben; “Aybala” diyordu… ** Yine göstermemişti, minyon tipi yaşını Utangaç bir tavrıyla, yere eğdi başını Saklamıştı kirpikte, pişmanlık gözyaşını Haline bakılırsa, bir diyet ödüyordu… ** Bilinmez şekle dönmüş, bir hayli yıprak gibi Kaskatı kesilmişti, sanki de toprak gibi Rüzgârların önünde, savrulan yaprak gibi Boynu bükük acaba, nereye gidiyordu... ** Anladım ki ne mümkün, varmak böyle kanıya Çile çektiği belli, hiç gerek yok tanıya Borçlu kalmış meğerse yaşanan her anıya Belki kalan ömrünü, maziye adıyordu... ** Lafa nokta koymadan, cümleye virgül atıp Yüreğimde hasreti, sonsuza dek uzatıp Yol ayrımını yine, kaderine dayatıp Sükûta mahkûm dille, hep veda ediyordu ** Aybala, gitme dedim; ama dinlemedi hiç Oysa cismiyle geldi, ismiyle gitti ilginç Ne neşe verdi gönle, ne mutlulukla sevinç Hala daha talihe, bitmez kin güdüyordu... 01. 10. 2019 |
Kalemin susmasın usta
_______________________________Selamlar