sana/sadece sana..ellerini çekip ellerinden ve şiirlerini mısra mısra kapattı yüreğinin en ağır kapısını kendi dışından içine doğru kör bir adım gibi ilerledi içine.. hep biraz mağrur biraz eksik bir aşk yeniden başlar diye. ilk baharlarda dalından kopan ve kopartılan tüm kuru yaprakların özeti gibidir bu dört mevsim yaşayan yürekler için ve ömür kışa, soğuğa açılan son-baharlar gibi çekilir, çekilir böyle kıyılarından içeri ıslak.. bir zerre düşse eteklerine tenin kaşınır hayata biliyorum ki sen tabirsiz rüyalar bulursun kuş kanatlarında… ne yapmadığımızın hesabı duruyor aramızda. yarı çıplak bir sevişme kadar önemli de değil bil/iyorum. İçinde olup olmamam… yerimden ve yurdundan kovuldum ben. omuzlarından sonra şiirlerinden, bir kitapdan ve o derin b/aKan ilk aşklardan… ellerini çekip ellerimin üstünden ve kapatarak bebeklerini gözlerimin çıkmaz sokaklarımın içine. sAna uçuyorum, ne zaman yağmur yağsa hasret dolu bir damlayla ki sana düşüp/ parçalanıp sana/ yuvarlanıp kaygan virajlarında. şşş tamam kaf dağındaki bir meleğin kanatlarının öyküsü bu baharı seviyor olsamda güze dargınım sensiz. -uykumun canı seni çekiyor- uçuşan şiirlerinin tüllerini çekip yüzümden güneşten ve düşlerden/ düşüşlerden kaçıp kuytularıma ırmağının sularından yüzüme b-akıyorum köprüler ve viyadükler şahit buna büyük ağaçlar/ göçmen kuşlar kırlangıçlar ki bileniyorum kesiklerime dil ucu sadakatinde. ve bil ki sevgili; yokluğuna rüzgar çarpan/ eksik bir susma biçimi devrilir omuzlarının saçaklarından ve hep aynı yerde kalakalan gözler güz gibidir, yaprak yaprak savrulur ırmağının üzerinden karşı kıyıya… (...) |