gizli neşidelerin ayrılığı
düşüncelerin, Eylül’ün şekillerini alır, mekanlarına öykünür
koşuştuğu sokakların çıkmazlarında dünyanın sonsuz labirentlerinde derinden açılmış yaralara benzeyen vadilerinde benliğin uzayıp giden doğrular atlasında... yavaş yavaş gelişen solumaları nabzıyla duyumsar duyguları, karbonuna doymuş ve bağlanmaya dirençli başka cümlelerle sessiz neşidelerle dolaşır insanların seslerinde görsel şiddetin sarsıntılarıyla bakar uzaklara, yakınlara, yamacına yüzündeki çatlakları yersizlikle sıvayan ve başka suretlere değmeye muhalif irislerinde biriken rengi ölümden sonrasında olmayan kavramalarla dolaştırır içindeki seslerin arasında yavaş yavaş gelişen yağmurlarla dönüşen nedir? fayların aşağılara, derinlere dayanan merdivenlerinde mavi yalgınlı dumanıyla içilen tütünün ağulu elementlerini çekti içine zaman ve zamirler yer değiştirdi bıraktı zihninde çırpınarak küçülen coğrafyanın ellerini |
Kalemin susmasın
____________________________________________Selamlar