Yanlışı Yanılsarken
Renklerin yalanlarıyla konuşan ölüdoğanın hatrına,
Eflatun dediğin, acem susamlarının sessiz doğasıdır Kambaklı öpüşlerin kıvrımlarına saklanan İnce İncecik Sızı gibi Diyelim ki; geçen yüzyılda ince hastalıktan muzdaripti, umut Naçar Şafaklar atıyordu ve susamıştı biteviye Ölümüne uykusuzdu Parmaklarının ucuna batmıştı tırmanışlar Çam yeşili kurumalara sarılan Sığırcıkların hep birden kanatlandığı akşam Siyahı tasvir ederken Gecenin üstüne sirke kokusuyla giden öfkenin Dayattığı değişimi anladı Hala, o ıssız radyo yayınının frekansında saklıdır Dinlerim ara sıra boşluğu Koñur gölgesinde kendi sesini duyabilmenin Rengarenk ve yalancı |