Güneşin Çizdikleri…
Ne ben dururum, ne sen
Birazdan bükülür akşam güneşi Kıyının koynuna siner Kızıl saçlı gelin misali Mışıl, mışıl Sessiz sedasız, anlamını yüklenir Yıldız seğirir düşleri Hadi! Bu gece, gözlerindeki ışıkta uyut beni Ya da bırak! Ayın şavkı dağılsın birikintilerime -Çoğalsın sureti- Çukurlanan rahle, yansıyan cennet -Kabil yüz izi- Sevda sunağında kalan gözlerimden -Oku şimdi- Bir ada Bir adam Sessiz İkiz İzinsiz müebbet Zaman içinde uyuduk Durgun denizde kimliksiz -En caninin bile değimlidir masumluğu, uyku vakti- Kâh bir gemi sireni Kâh yolunu şaşırmış bir martı Doruklarında dargın rüzgârlara kanan Kuzeyden cayan, gümüş yağmurcunlar olurdu Peyzajına örseli bir alın gibi seyrederdik geçenleri Sen müşfik şair! Rotası kırık dümeninle Sefer dönüşü Bir martı çığlığında buldun bizi Öyle bir sessizlik ki nefes ve ömür dediğin Denizin çevirisiyle ada işgali Ertelenen suskuya uçan sükûnet Elinde sihirli değnek Güneşin çizgilerini çiziyordun suya eros vakti Işıl, ışıl Sevgiyi değil sevmeyi öğretebilecek kadar hünerli Buralardan götürür müsün? -Mührü kandan kangren olmuş kramp içinde can pas tutan zincirlerde kırılır hicran- Taşıyacak kadar güçlüsündür belki Karanlığı gövdemizde Bir avuç yakamozla yoklayıp Gamlı deniz kabuğunun sesiyle Çağırma Çağırma bizi... |
Kalp uslu dursaydı göğüs kafesine hapsolmazdı…
Sizi tebrik ederim…
.................................. Saygı ve Selamlar..