sarılmak istediğim sadecegamsız geceği ayıklamak için hani kurgun gibi unutulmaz haz zaman parmaklardan ter boşluklardan düş /ünce yakalamak istedim alevinin parlayan değişiklerini kenarlardan tuttum hep beklemek gibi yarım ve sade ısmarlama düşlerin tadı yoktu ve çıplaktı yalnızlık denen acı üşüyen rahvan atlar gibi zaman özlem ve iki kat hasret bir kuş gibi dolaşıp geziyordu aşk kon dedim azaldı hep hep derim korkunun masasında sevgi hep yarım aştır dedim hep bir renk eklenirken ruha değişik gelmez bir şeyler sıkıca tutulmalı ki ne kalın nede ince aksın yaşların uyumu gevsek kalmasın istek parçalanmasın duyguların yalınlığı geceyi bölmek günü kurtarmak anı ışıtmak iki katı her şeyden üç tane olmalı biri yanında biri aklında bir aşkla olmalı eğilip yerden toplayamazsın sonra üzüntü denen ardışık kırılmışlığı tutup gökyüzünde uçar elin bile değmez irkilir ruhu reva gel desen işi vardır unutur o günün yansımalarını bakkala çıkar gibi gelmeli ezerek zamanı bilerek özlemeli unutmamalı ellerin ve parmakların bir çiçeği uyandırdığını yıldızlara kadar akan har ve dünyanın uzaklığı saman yolu yandı eridi yalnızlığın soğuk gülüşleri , dokunmak isterken tül gibi can süzüldü sarılmak istedim sadece üşürken erken ,düşerken yalnız severken yanılmadan deli gibi |