susmuşum
bir değil bin cefa gidiyorum
yalçın dağların ardına
bir kervan var çok uzağımda



dertlerimi yüklenmişim bilinmez neden
meçhulün bir sevdanın mahkumuyum
sürdüler beni çok uzaklara Fizan’a



yaralıyım yaralı bende ezelden
kurşunlar yedim bir güzelden
ay doğmaz yarama acılarım doğmayan güneşten
gölgelerim de soldu gözlerimin feri
bitmişim san ki, bir çağlayana düşmüşüm
girdabında sağdan sola bir o yana bir bu yana dönüyorum
her acı bir manga askerin oldum
akrebin kıskacında ölüyorum ölüyorum ölüyorum



bu kader sana bana gülmemiş
bir yaram var ki fermanın daha gelmemiş
kazsınlar makberi uzak bir yerde
gölgesi üstümde bir çınar
yaprağı da kefenim olsun



ben söylesem şu dağlara taşlara
vurmasın dostlarım bende kıyamam onlara
bir ilahi buyruktur çekersem daha
asın beni uzakta ki şu yıldızlara



söndürdü ateşleri volkanları
aşkın yüreğimin solunda
bitmeyen tek bir yara
çölde umutlarım görülmez
vahalarda sen gel bana...

gel - gitler vurur içimin kıyılarına
ay çeker beni güneşin yakar
bakamam, gözlerim kamaşır
ceylan gözlerine


zamanı geçmiş çok yorgun umutlar
ruhumun derinlerinde karanlıklaşır evveli sır
bir çınar gölgesi çağırır beni kendi mahallemize
sevdası gül dikeninde şiirleri kadar anlamlı


düşünsem bir dert düşünmesem bir dert
zamanı geçtikçe ateşinden büyüyor yaralar
kül kalmış közlerin de esmesin daha fırtınalar
aşk adamı sessiz ve derin yakalar


gözlerimde buğulanır yaşlar
her bir bakış acı verir bana sevdası dokunur
rüyalarımda açılır çiçekler
zifiri karanlıklara ışık bakınır
içimde adın "kırmızı gül" yazılır
şiirlerin de vardı "senden bana kalan"


yavaş yavaş kopuyor bütün sağlam bağlar
kuruyor aşkın denizi tükeniyor umutlar
açmıyor çiçekleri vahası kurumuş çöl
adını unutan bir adam, zavallı bir meczup
vurmuş dağlara gidişi kendinden meçhul
aşk kendinde derin geçiyor
şiirlerin içinde duygular yakıyor..


Hassa/12/08/2019 (Teşekkür Ederim Mutlu Bayramlar Dileklerimle.)