Aişe Annem GibiyimŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Nur Suresi
feyzulfurkan.com/sureler/nur-suresi/ (Hz. Peygamber ile birlikte gittiği Benî Mustalik gazvesinden dönen Hz. Âişe (r.anhâ), kervanın konakladığı sırada, hâcet için dışarı çıkmıştı. Dönüşte gerdanlığının düştüğünü fark etti ve aramaya gitti. Tekrar karargâha geldiğinde ordu hareket etmiş, kendi devesini süren de onu üzerindeki hevdec (kapalı yer)inde sanıp deveyi sürmüştü. Nihayet artçı olarak gelen ve Hz. Âişe’yi gören Safvân (ra.), devesinden inip onu bindirmiş ve orduya yetiştirmişti. Bazı münâfıklar bu işi dedikodu konusu yaptılar. Hastalandığı için babasının evinde kalmakta olan Hz. Âişe, bunu duyunca günlerce ağladı. Hz. Peygamber de çok üzülmüştü. Aradan bir ay geçmişti… İşin aslı kendi içine doğsa bile Allah’tan takviyesini bekliyordu. İşte aşağıdaki âyetler onun iffetini ve masumluğunu bildirmektedir.)[4] 11. O iftirayı uydurup çıkaranlar, şüphesiz içinizden (münâfık olan küçük) bir gruptur. Siz onu, kendiniz için şer sanmayın. Bilakis o sizin için bir hayırdır. Onlardan herkese kazandığı günah (nipbetinde ceza) vardır. Onlardan (elebaşılık yapıp) o günahın büyüğünü yüklenen (Abdullah b. Übeyy) için de büyük bir azap vardır. 12. Erkek ve kadın mü’minlerin, kendi vicdanlarında iyi bir zanda bulunup da: “Bu, apaçık bir iftiradır.” demeleri gerekmez miydi? 13. O(nlar iftiraları)na, dört şâhit getirmeli değil miydiler? Mâdem ki şâhitleri getirmediler, o halde onlar, Allah katında yalancıların ta kendileridir. 14. Eğer dünyada ve âhirette Allah’ın lütfu ve rahmeti üzerinize olmasaydı, içine daldığınız dedikodu yüzünden size kesinlikle büyük bir azap dokunurdu. 15. O zaman siz onu dilden dile aktarıyor, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi ağzınızda geveleyip duruyor ve bunu basit bir şey sanıyordunuz. Halbuki o, Allah’ın yanında çok büyük (bir günah)tır. 16. Onu işittiğiniz zaman: “Bunu söylememiz bize yakışmaz, hâşâ! Bu büyük bir iftiradır.” deseydiniz ya! 17. Eğer iman edenler iseniz o (iftira)nın benzerine dönmenizi Allah size, ebedî olarak yasak ediyor.[5] 18. Allah size âyetleri açıklıyor. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 19. Hayasızlığın (serbest bırakılıp) mü’minler içinde yayılmasını arzu edenler için, gerçekten dünyada ve âhirette acıklı bir azap vardır. (Bunları) Allah bilir, siz bilmezsiniz. (İnsan tabiatının yanısıra, İslâm inanç ve ahlâk ilkelerine aykırı olan edepsiz sözler; cinsel arzuları uyandıran dar, şeffaf, açık saçık giysiler; zina, eşcinsellik vb. birer hayasızlıktır.) [krş. 2/168-169; 29/45] 20. Eğer üzerinize Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı ve Allah pek şefkatli ve merhametli bulunmasaydı (hemen cezanızı verirdi). 21. Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın! Kim şeytanın adımları ardınca giderse, şüphesiz ki o hayasızlığı ve kötülüğü emreder.[6] Eğer sizin üzerinize Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, asla hiçbiriniz temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini temize çıkarır. Allah (her şeyi) işitendir, bilendir. [bk. 2/168-169. Ayrıca krş. 2/208] (Hz. Ebû Bekir’in Mistah adında fakir bir akrabası vardı. Hz. Âişe’ye yapılan iftira ile bu da alâkalandığı için Hz. Ebû Bekir, ona yardım etmemeye yemin etmişti. Fakat aşağıda mü’minlerin lütufkâr davranmasını bildiren âyetle yardıma devam etti.) 22. Sizden fazilet ve servet sahibi olanlar; yakınlarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere (mallarından bir şey) vermekte kusur etmesinler.[7] (Hatalarını) affetsinler, hoş görsünler. Allah’ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. 23. Hiç şüphesiz, namuslu/iffetli, fenalıktan habersiz mü’min kadınlara (zina suçu) atanlar, dünya ve âhirette lanetlenmişlerdir. Onlar için büyük bir azap vardır. 24. O gün (kıyamette) dilleri, elleri ve ayakları (dünyada) yapmış olduklarına şâhitlik edecektir. [krş. 36/65; 41/20-23] 25. O gün Allah, onlara hak olan cezalarını tastamam verecek ve onlar da Allah’ın hak (ve adaletli) olduğunu açıkça bileceklerdir. Aişe Annem Gibiyim |
Yüreğine kalemine sağlık
________________________________Selamlar