Umut Yoksuluğu
Umut yoksuluyum ben,
Umarsız geçen günler içinde! Düşüpte geldip Gurbet ellere peşine Yanlızlığı büyüttüm sen gidince içimde! Bir ipek mendile sardığım duygularım var Serılmış bekler seni gecede! Dilsiz söyler gözlerin vaktinden once! Yokluğunun acısı burkar yüregimi Bir kement gibi ölüm sessizliğiyle Her babayiğidin harcı değil Direnmek böyle acı bir teselliye! Hüzüne benzeyen ne varsa Yansır yüzüme, Umut yoksuluyum ben zengin şehirlerde Saatler durmdan ilerlerler keyifince Sensizlik başka bir korku düşürür içime Benzer solgun hazan renklerine … Bir veda şarkısı yazarım senin üzerine Çocuksu gülümsemelerin eşliğinde Bitişe giden geçiş taksimleri eşliğinde! Ve saçların dalga dalga düşerken yüzüne Apansız çöker acının hükmü içime Yaşlandım kırk yıl sen gidince bir günde! Ve buğusuyla boğuldum aşkın ölümüne Esir alındığım mevsimlere … Senin rüzgarın çarpıyor yüzüme Ve hala boğulmuş gibiyim Baktıkça resimlerine … Aldırmıyorum, bazılarının delidir deyişine! Yaprak dökümü düşlerim var Yön dönmüş ölüme Umut yoksuluyum ben! Sende kalmış özlemlerimle! Ve yüreğim hesap soruyor bana Hasan Hüseyin sen hala yaşıyorsun diye! Gelmek için Kutsal kaynaşmanın ikisinden bire! Umut yoksuluyum ben, sensizliğin olmadığı şehirlerde! Kleve – Düsseldorf - 25.07.2019 Yarım kalmış bir insana/ insanlara bir bütünmüş gibi davranarak yüklenmeyin! Onlar zaten bu yük yüzünden yarım olmuşlardır. Onlar zaten bu yük yüzünde yarıya inmislerdir. Bir tarafımız kırılırsa veya çıkarsa sargı bezleriyle sarmıyor muyuz yaralarımızı, ama sargı bezleri de kar etmiyor bazen! 22.07.2019 H. H. Arslan |